Bu ülkenin topraklarında yetişmiş bir sanatçı olarak müziğimle her zaman, her fırsatta ülkemin insanlarına seslenmek benim için önemlidir. Bir sanatçı olarak Van’da vereceğim bir konserle İstanbul’da, ya da Paris’te vereceğim konserler arasında fark yoktur. Bunun da ötesinde şık ve bol paralı protokol konserlerinin yerine halkın karşısında olmak bana daha büyük mutluluk ve onur verir.
Sanatçının devlete de, holdinglere de yakın durmaması gerektiğine inanırım. Bugüne kadar konserlerim hiçbir büyük şirket tarafından finanse edilmedi. Büyük İstanbul konserlerimin tamamı kullanılan mekânın kirası, tüm teknik giderler tarafımızdan ödenerek kendi çalışma arkadaşlarım ve gönüllüler aracılığıyla organize edildi. Biletix satışlı tüm konserlerimin giderleri sadece bilet satışından gelen gelirle sağlandı.
Ankara’yı kent olarak severim ancak devletle buluşmak için sık sık Ankara’ya gidenlerden değilim. Bugüne kadar Çankaya’ya davet edilmedim. Davet edilmediğim için de üzülmedim, kimseyi eleştirmedim. Dik duruşumla yönetimlerden daima uzak olduğum için beni çağırmadıklarını düşündüm ve öyle düşünmeye de devam ediyorum.
ÇÜNKÜ SANATÇININ TEK BAŞINA DEVLET OLDUĞUNA İNANIYORUM.
Halkla buluşmak benim için çok önemlidir… Bunun için üniversitelerden ve yerel yönetimlerden gelen ücretsiz konserlere çok önem veririm. Her konser hiç tanımadığım yeni insanlarla buluşma, her insan müziğimle yeni gönüller kazanma şansıdır benim için…
Yerel yönetimlerin hangi siyasi parti tarafından seçilmiş olduğuyla ilgilenmem. İnanın çoğunun hangi partinin seçilmiş yönetimi olduğunu bilmem de… Bu duruşum nedeniyle, pek çok farklı belediyenin konserlerine çıkarım. Repertuvarım ve müziğimin arkasındaki görsel sunum o partinin görüşüne göre değişmez. Çünkü bu sunumlar benim dünyaya bakışımı, ülkeme bakışımı anlatır. Bu bakışla kimsenin oynamasına izin vermem.
Belediye başkanlarının pek çoğu beni konserlerimde defalarca izledikleri halde pek azıyla tanışmış, sohbet etmişimdir. Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir, sık sık sohbet etme imkânı bulduğumuz değerli bir dosttur. Kapalıçarşı, Sultanahmet, Mısır Çarşısı konserlerimde bana her zaman destek vermiştir. 29 Ekim 2012 sabahı Mısır Çarşısı’nda verdiğim son konser de Fatih Belediyesi tarafından düzenlenmiştir.
Geçtiğimiz yıl 10 Kasım’da vereceğim konser öncesi beni makamında konuk eden Maltepe Belediye Başkanı Prof. Dr. Mustafa Zengin, sanatsal görüşü gelişmiş, değerli bir bilim insanı ve beni dış kapılara kadar geçiren bir İstanbul beyefendisidir.
Kadıköy Belediye Başkanı Selami Öztürk ise, çok sevdiğim Kadıköy’de sık rastladığım, samimi bir halk insanıdır. Kendi ilçesinde verdiğim konserlerde beni ön sıralardan değil, halkın arasından izler. Protokol insanı değildir, konser sonrası sahneye çıkmaz, kulise gelmez. Halkın arasında konseri dinler gider. Cadde’de rastladığımızda bana birkaç kez müziğime ve sanatsal duruşuma karşı takdirlerini samimi bir dille anlatmıştır.
Gençlik yıllarımın geçtiği Kadıköy’de beni seven çok insan vardır. Onlarla buluşmak için bölgenin en büyük kültür merkezi Caddebostan Kültür Merkezi’nde her yıl bir konser yapmak isterim ancak, CKM yönetimindekiler nedense beni sevmez, her konser isteğimiz için bir engel çıkarırlar.
Amacımız burada onların katkısı ile değil, salonu kiralayarak konser vermek olduğu halde tekliflerimiz geri çevrilir. Danışmanım ne zaman CKM’ye gidip, ya da telefonla arayarak salonu kiralamak istediğimizi söylese, yetkili kişi ile görüşemez, uzun uğraşlardan, dilekçelerden sonra teklifimiz NEDENSİZ reddedilir. Dünyanın en büyük konser salonları kapılarını bana ardına kadar açarken bu salon yönetiminden gelen tavır beni son derece üzmüştür. Yıllar içinde bu salonda verdiğimiz konserler ise Kadıköy Belediyesi içinde beni seven dostlar aracılığı ile gerçekleşmiştir. Her konser dakikalarca ayakta alkışlanmıştır.
Sanatımda her zaman mücadeleciyim, fikirlerimde asla ödün vermem ve sahnem ile seyircim arasına kimseyi sokmam. Ancak ben bir sanatçıyım ve sevgi ile beslenirim. Sevilmediğim yerde, beni sevmeyen insanlar arasında olmaktan hoşlanmam. Bu insanların beni sevmesi için de çaba göstermem. Sevmeyenlerin zorla sevmesi için çaba göstermek yerine, beni tanımayanlarla aramda sevgi bağı kurmaya çalışırım. Bunun için de yorulmadan konser veririm, yeni insanlarla tanışırım. Konser salonlarına tıkılmam… Gök kubbenin altındaki her yer benim için konser salonudur.
Müziğe, sanata, insana olan sevgim ve saygım sonsuzdur. Beni sevmeyenlere kızmam bile… “Dostlar sağ olsun” diyerek yürürüm… Bir bakarım bir sokakta, bir uçak yolculuğunda, bir takside, hiç beklemediğim bir yerde sevgi dolu bir çift göz ve sevgi dolu sözcüklerle tanımadığım bir insanla tanışmışım.
İşte bu müziğin gücüdür, bu sanatın gücüdür ve bu karşılıksız sevginin gücüdür.
Müziğin yarattığı sevgi enerjisi konser salonlarının dışına taştığı zaman önemlidir. O güçle baş etmek zordur, hatta imkânsızdır…
Bugün sınırlasanız, kısıtlasanız yüzyıllar ötesinden gelip bir gün sizinle buluşur…
TULUYHAN UĞURLU
19 Haziran 2013 Salı-Bağdat Caddesi/ Suadiye-İSTANBUL