Onu yıllar önce bir televizyon programında izlemiş ve şaşkına dönmüştüm. Konuşmasında tuhaf bir huzur vardı ve bugüne kadar onun yaşında bir insandan duymaya alışkın olmadığım olgun fikirleri, gülümseyen yüzü ile insanı sanki yörüngesine çekiyor, sanki bir takım mesajları iletmek için görevlendirilmiş gibi sakince, gülümseyerek, anlatıyordu. Etkilendiğim şeyin ne olduğunu tam anlamıyla kestiremedim, beni rahatlatan ve huzura kavuşturan yumuşak ses tonu ve aktardığı fikirler miydi, yoksa o anda arkada çalan kendi müziği mi?
Sonra onu konserlerinde izlemeye başladım. Her konserde ayrı, farklı bir Tuluyhan’la karşılaştım. Özgür düşünmeyi ve kendin olmayı ondan öğrendim… Öğrenmeye de devam ediyorum. DUYGU ERTAKAN