Bağımsız Yaşamanın Keyfi

Ben hayat hakkında hiçbir şey bilmediğim yaşlarımda sıkı bir disiplin ve müzik eğitimi ile karşılaştım. İstanbul’daki yıllarımda hiç şikâyet ettiğimi anımsamıyorum. Çünkü bu benim yaşam biçimimdi. Herkes tarafından ilgi gören bir çocuk olmanın bedeli bana ağır gelmiyordu. Sadece piyano çalıştığım odanın camından bakınca bir çocuk parkı görürdüm ve bu bana zaman zaman hüzün verirdi. Müzik çalışmak bana hiçbir zaman zor gelmedi. Hocam Cemal Bey’in dediği gibi ben de nota bilerek doğanlardandım sanıyorum. Okulda ortaokul arkadaşlarımla kozalak savaşları bile yapardım. Ancak Viyana’ya gidip tek başıma kalıp, hayatla daha yakından kucaklaşınca bazı şeylerin farkına varmaya başladım.

Orada bağımsız yaşamanın keyfine vardım, zaman zaman disiplini bir kenara iterek kendimin efendisi olmaya başladım. Para kazanmaya başlayınca yaşayamadığım çocukluğumun intikamını almaya başladım. Çocukluğumda oyuncak arabalarla oynayamadığım için yıllarca eski Amerikan arabalarını alıp, sattım. Çocukluğumda fazla arkadaşım olmadığı için yıllarca aşırı çapkınlık yaptım. Çeşitli kalpler kırdım. İnsan yaşayamadıklarını hayatının bir döneminde mutlaka yaşamak istiyor. Ancak son birkaç yıldır kendimi daha olgun, çocukluğu atlatmış olarak görebiliyorum.

Bu Yazıyı Paylaş

Yorum Yaz


*