Ben Diyorum ki…

tuluyhan-tahran21 Nisan 2015
Türkiye son yıllarda çok tatsız, çirkin ve seviyesiz bir kutuplaşma yaşıyor. Tüm renkler silinmiş, iki renk kalmış. Siyah ve beyaz…
Siyah ve beyaz renkler birbiriyle savaşırken, ne yazık ki taraflar beyazın temizliğini, göz alıcı duruluğunu, siyahın içindeki gizli tonları, ya da her ikisinin karışımından oluşan o gri tonlarının güzelliğini anlayamıyor… Anlamak istemiyor… Gözler ve kulaklar kapanmış… Bir hırs, bir öfkedir gidiyor…
Benim dediğim en doğru, benim fikrimin dışında olanlar ölsün, yok olsun zihniyeti ile birbirimizi parçalıyoruz. Biz birbirimizi kıran kırana savaşarak parçalarken birileri bize kıs kıs gülüyor, birlik ve beraberliğimizin daha da keskin çizgilerle yok oluşunu mutluluk içinde izliyor.

Birileri diyor ki, Batı toplumları 19-20 ve 21. Yüzyılların zirve noktasını yakalamıştır. Hedefimiz onların yolundan gidip, onlar gibi olmaktır.
Ben de diyorum ki, Batı toplumları kuşkusuz yaşadığımız yüzyıl ve önceki birkaç yüzyılda büyük aşama kaydetmiştir. Ancak onların bilgiyi aldığı yer Doğu uygarlıklarıdır. Bilgi bir meşaledir. Birisi alır, belirli bir yere kadar götürüp, sonra diğerine devreder. Biz doğal olarak kim bilginin zirvesindeyse o tarafa döneceğiz… Ancak, kendimizi karalamadan, kendimizi küçültmeden “Nasıl daha iyi olabilirim” diye düşünerek, taklit etmeden, kendimiz olarak bilgiyi zirveye taşımaya çalışacağız.
Birileri diyor ki, Türkiye Cumhuriyeti 29 Ekim 1923’de kurulmuştur ve ondan öncesi yoktur ve bizi ilgilendirmez.

Ben de diyorum ki, Cumhuriyet ve Yüce Atatürk 10.000 yıllık Anadolu uygarlıklarının getirdiği büyük bir lider ve fikir adamıdır. Anadolu’da birlik ve beraberliği sağlayarak çağdaş bir devlet kurmuştur. Ancak onun ardında Hititler’den, Frigler’e, Urartular’dan, Selçuklular’a, Osmanlı’ya kadar binlerce yılın Anadolu kültürü vardır.Yüce Atatürk bu uygarlıkların zirvesindeki adamdır. Atatürk bunu bildiği için Hitit uygarlığını, Sümer uygarlığının araştırılmasını istemiştir.
Birileri diyor ki, İslam gericiliktir, İslam toplumları gelişemez. Ortadoğu bir bataklıktır, terörün ardında İslam dünyası vardır.
Ben de diyorum ki, terörün dini imanı yoktur. Yanlış yönetimler ve diktatörler aracığı ile yoksul bırakılan Ortadoğu giderek terörün içine çekilmektedir. Orada ölenler insan olmanın ötesinde bizim yakınlarımızdır. Zeynep’tir, Ayşe’dir, Ali’dir, Muhammed’dir… Ortadoğu bir bataklık değil, bir güller dünyasıdır, sevgi dünyasıdır, onu bataklığa çevirenler farklı güçlerdir. Nedeni enerjinin kontrolünü ele geçirmektir, nedeni silah sanayiini ayakta tutmaktır.

Birileri diyor ki, Paris’teki terör olayı, düşünceyi susturmak isteyenlerin vahşetidir, adicedir.
Ben de diyorum ki, Paris’teki terör tabii alçaklıktır, lanetlenmelidir. Ancak geçen yıl Gaziantep’te, şu anda Cizre’de, her gün Bağdat’ta, Halep’te, Gazze’de yaşananlar da terördür. Gazze’de çocuğunun ölüsünü kucağında taşıyan babalar da, Amerika’da bir okulda yapılan katliamda ölen yavrusunu taşıyan baba da aynı acıyı yaşamaktadır.

Birileri diyor ki, Ortadoğu’da, Anadolu’da sanat yoktur, sanatın zirvesi Batı toplumlarıdır.
Ben de diyorum ki, her toplumun kendine has sanat anlayışı, sanat eserleri vardır. Doğunun müziği tek seslidir ancak melodi zenginliği rakipsizdir. Romanı belki azdır ama şiiri yüzyıllardan bugünlere uzanır… Resim sanatı yoktur ama çini, ebru ,hat ve minyatür sanatı rakipsizdir… Bugün Batı’nın kurduğu bir düzen içinde belki Doğu’nun sanat anlayışı geride kalmıştır, yok sayılmak istenmektedir.globalizmin gölgesinde kendi sanatını yapmak zordur bunun için sentezler gerekir.
Sonuçta demem şudur ki, ben ve benim gibi düşünen milyonlarca insan, bu ülkenin toprağının kokusu, İslam’ın insanı sarmalayan hümanizması, iyi ve kötü yönleriyle objektif bakabildiğimiz tarihimiz, binlerce yıllık kültürümüz, kardeşliğimiz, yiğitliğimiz, mazluma uzanan ellerimiz, herkese açık soframız, konuşmayı ve bildiklerini paylaşmayı seven insanca yanımızla Anadolu ve Trakya topraklarının insanlarıyız…
Biz yıldızlar yaratmayı seven, yıldızların peşinde bir kuyruklu yıldız olabilen insanlarız… Biz Hazreti Muhammed’in izinden gitmeyi de, Mevlana’nın, Yunus’un, Hünkar Hacı Bektaş’ın yaktığı sevgi nuru’nun etrafında aşkla dönmeyi de biliriz. Konu bağımsızlık olunca Mustafa Kemal’in askerleri oluruz.
Biz Anadolu insanıyız… Gülerken de ağlarken de coşku doluyuz. Belki Batılı kadar düzenli, sistematik değiliz ama onu da öğreniriz.Çünkü biliyorum ki onlardan yetenekliyiz.. Yeter ki, birileri bizi bölmeye çalışmasın…
Ben diyorum ki…

17 Ocak Cumartesi

TULUYHAN UĞURLU

Fotoğraf:Tahran

Bu Yazıyı Paylaş

Yorum Yaz


*